Nalan FİDAN – Bursa Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı- Yüksek Şehir Plancısı
Yeşim DEDEOĞLU – Bursa Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı – Atık Yönetimi Şube Müdürü- Çevre Yüksek Mühendisi
Yıldız ODAMAN CİNDORUK – Bursa Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı Atık Yönetimi Şube Müdürlüğü- Çevre Yüksek Mühendisi
Dünyada nüfusun yarısının, Türkiye’de ise üçte ikisinin yaşadığı kentler, küresel boyutta karşı karşıya kaldığımız çevre sorunlarının da oluşumunda önemli bir role sahiptirler. Sanayileşme sürecinin çok hızlı ve plansız bir şekilde olmasını kentleşmenin takip etmesi, doğal kaynaklar üzerindeki baskıyı arttırarak çevre sorunlarını da beraberinde getirmiştir. Zaman içerisinde çevre sorunlarının olumsuz etkileri toplumlar tarafından hissedilmeye başlanmış ve bu süreçte bazı yanlışların yapıldığı fark edilmiştir. 1970’ li yıllarda artmaya başlayan bu farkındalık, ülkeleri uluslararası alanda çevre ortak paydasında bir araya gelerek çevre sorunlarını ve çözüm önerilerini değerlendirmeye yönlendirmiştir.
Kentleşmeyle birlikte yaşanan bu küresel sorunların temelinde fosil yakıtlara dayalı enerji tüketiminin artması, çevreci olmayan ulaşım modellerinin uygulanması, üretim sürecinde çevre faktörünün göz önünde bulundurulmaması nedeniyle oluşan başta karbondioksit olmak üzere sera gazları yer almaktadır. Sera gazı emisyonlarının artışıyla birlikte küresel ısınma ve buna bağlı olarak iklim değişikliği oluşmakta ve her ne kadar yaşanan sorun küresel boyutta olsa da, sorunun çözümü yerelde başlamaktadır.
Teknolojisinin gelişmesi ve değişen tüketim alışkanlıkları ile birlikte enerji tüketimi artmış, atık sorunu oluşmuş, temiz içme suyuna ulaşım, biyolojik çeşitliliğin azaltması, su kaynaklarının kirlenmesi ve azalması, arazi bozulması, kuraklık sel gibi doğal afetler kentlerin gündemine oturmuştur.
Böylece çevre sorunlarının çözümü noktasında, kentlerin ön plana çıkmasıyla birlikte, çevre dostu şehir, ekolojik şehir, sakin şehir, yavaş şehir gibi kavramlar gelişmeye ve kentleri etkilemeye başlamıştır. Bu bağlamda kent yönetimleri, sürdürülebilir bir şehir olma vizyonu doğrultusunda; yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması, enerji verimli binaların yapılması, yeşil ulaşım modellerinin geliştirilmesi, atık yönetimi ve geri dönüşüm, su döngüsü yönetimi sosyal sürdürülebilirlik konularına odaklanmışlardır. Bu süreçte halkın katılımı da sağlanarak hava, su ve toprak kirliliğinin önlenmesi, hassas ekosistemler üzerindeki baskıların ortadan kaldırılması, doğal kaynakların kullanımında ekolojik dengenin gözetilmesi, biyolojik çeşitliliğin korunması, yerel kültürün korunması ve bu çerçevede yaşanılabilir kentler yaratılması amacıyla ekolojik kent olma yolunda dönüşümler yaşanmaya başlamıştır.
Ekolojik kent kavramı, kentlerin sürdürülebilirliğine yönelik arayış ve çabaların sonucu ortaya çıkmış olup, kentin ve çevrenin etkileşim içinde olacağı bir kent tasarımı ve uygulama yaklaşımıdır. Bu yaklaşımla hedeflenen; canlı organizmalar ve doğal ekosistemlerin fonksiyonlarını sürdürebileceği, kendi kendine idame edebilen, insanlar için sağlıklı bir yerleşim alanının sağlanmasıdır.
Kentlerin giderek artan nüfusu, ekolojik kentler sayesinde kontrollü bir sistemle koordine edilebilecek, günümüzde dünya yüzölçümünde ortalama %2 kadar alana sahip olmasına karşın dünya enerjisinin ortalama %70 ini harcayan kentler, kendi enerjisini kendi üreten yapılara dönüştürülebilecektir.
Ekolojik kent yaklaşımında; atıkların minimizasyonu sağlanmalı, çevresel, sosyal ve ekonomik faktörleri bir araya getirerek mekânsal planlamalar yapılmalı, hava, su ve toprak kirliliği önlenmeli, enerji tasarrufu sağlanmalı, yenilenebilir enerji kaynakları kullanılmalı, sürdürülebilir ulaşım modelleri geliştirilmeli ve halkta ekolojik şehirde yaşamaya yönelik davranış modelleri geliştirilmelidir.
Kente ait ortak çevresel hedefler üzerinden, farklı paydaşların katılımı da sağlanarak; nehirlerin temizlenmesi, geri dönüşümün geliştirilmesi, restorasyonların yapılması gibi farklı konularda işbirliklerinin geliştirildiği Colombia, 2050 yılına kadar fosil yakıt kullanımını sıfırlamayı hedefleyen İsveç Stockholm, yeşil enerji sistemleri ve verimli toplu taşıma sistemleri ile 2012 yılında Dünya Tasarım Başkenti olarak seçilen Finlandiya – Helsinki ekolojik şehirlere örnek olarak verilebilir.
Ülkemizde de enerji tüketiminin artış göstermesi, sera gazı emisyonlarının artması, hava, su ve toprak kirliliğinin oluşması, kuraklık ve sel gibi doğal afetler, tarım ve orman alanlarının tahribi ve çevre korumaya yönelik tedbirlerin alınmasını zorunlu hale getirmiştir.
Bu noktada en önemli görev, halka en yakın yönetim birimleri olan yerel yönetimlere düşmektedir. Günümüz kentlerindeki yerel yönetimler, ekolojik bir şehir olma vizyonu ile çeşitli çalışmalar yürütmektedir. Bu şehirlerde, özelikle yeni yerleşim bölgelerinde, ekolojik prensiplere uygun kentlerin oluşturulması ve iklim değişikliğine neden olan sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik çalışmalar dikkati çekmektedir.
Ulusal ve uluslararası gelişen bu duyarlılık ve konjonktür gereği, Bursa Büyükşehir Belediyesi de doğaya duyarlı ekolojik yaklaşımlarla kentin büyümesi ve büyük oranlarda artan enerji kullanımının minimize edilmesi amacıyla bütün çalışmalarında ekoloji ve çevre boyutunu da dikkate alarak, bu doğrultuda farklı alanlarda çok sayıda çevre yatırımını gerçekleştirmektedir.
İçme suyu isale hatlarının yenilenerek kayıp, kaçak oranının düşürülmesi, ayrık sisteme geçilmesi ve atıksu arıtma tesislerinin yapılması, atık minimizasyonu ve entegre atık yönetimine geçişle atıktan enerji ve hammadde geri kazanımının sağlanması, hafriyat ve inşaat yıkıntı atıklarının denetimi ve uygun depolama alanlarının oluşturulması, evsel ve sanayi atıklarının su kaynaklarına deşarjının önlenerek Nilüfer çayının su kalitesinin arttırılması, kişi başına düşen yeşil alan miktarının arttırılması, düzensiz depolama alanlarının rehabilite edilerek yeşil alana dönüştürülmesi, sanayi envanterinin çıkarılması, gürültü kirliliği haritalarının hazırlanması, raylı sistemin ve teleferik hattının geliştirilmesiyle sürdürülebilir ulaşım modellerinin arttırılması, hava kirliliğinin önlenmesine yönelik denetimler ekolojik şehir olma yolunda belediyemizin yaptığı çalışmalara verilebilecek en güzel örneklerdir.
Ekolojik şehir olmanın en temel gerekliliklerinden birini de, iklim değişikliğinin etkilerini yoğun olarak yaşadığımız son günlerde, sera gazıemisyonlarının azaltılmasına yönelik yapılacak çalışmalar oluşturmaktadır. Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından bu kapsamda öncelikle kentimizin karbon ayakizinin belirlenmesine yönelik çalışma gerçekleştirilmiştir. Kentimizdeki sera gazı emisyonu kaynakları tespit edilerek referans yıl olarak seçilen2014 yılı için Bursa kentinin karbon ayakizi yaklaşık 12.825.146 ton CO2e eşdeğeri olarak belirlenmiştir.
Toplam değerin yaklaşık 217.744tonu(%1,70), belediyenin doğrudan kurumsal faaliyetlerinden kaynaklanmaktadır. Bursa’nın toplam karbon ayakizisalımlarının %44’ü, Kapsam 1 kategorisinde konut, ticari bina ve endüstriyel tesislerde kullanılan yakıtlar ile kent için araç trafiğinden, % 37’si Kapsam 2kategorisinde yer alan elektrik tüketiminden, %19’u ise, endüstriyel proses ve enerji üretim tesisleri, katı atık ve atıksu ve tarım hayvancılık gibi diğer salımlardan oluşmaktadır.
Bursa’ da kent ölçeğinde gerçekleştirilen salım envanterinde, en büyük payı % 32 ile sanayiye ait yakıt ve elektrik tüketimi almaktadır. Onu sırasıyla konutlara ait yakıt ve elektrik tüketimi (toplam %20) ve kent ulaşımı (%19) takip etmektedir. Konut dışı binalar enerji tüketimlerinden kaynaklanan sera gazı salımları %10 civarındadır. Hayvancılıktan kaynaklanan enterik fermentasyon ve gübre yönetimi %6’ya yakın iken, katı atık ve atık su tesislerinden kaynaklanan salımlar toplam %1,5 civarındadır. Kentte bulunan çimento tesisinden kaynaklanan endüstriyel proses salımları ve enerji üretim tesisleri toplam kent salımlarının %11’ini oluşturmaktadır.
Sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik stratejiler ve hedefler ilgili paydaşların katılım sağladığı çalıştaylar ve kurumlarla birebir yazışma yapılarak tespit edilmiştir ve Bursa İklim Değişikliği Eylem Planı (BİDEP) hazırlanmıştır. BİDEP, Bursa’nın toplam sera gazı salımlarının 2030 yılında hiç bir önlem alınmaz ise 5,37 tonCO2e/kişi’ye çıkacağını öngörmektedir. BİDEP, uygulanacak çeşitli tedbirlerle 2014 yılı (4,61 ton CO2e/kişi) değerlerine göre kişi başına yaklaşık % 20 azaltım sağlanarak salımların 3,70 ton CO2e/kişi’ye indirilebileceğini ortaya koymaktadır.
BİDEP kapsamında 2030 yılına kadar bisiklet kullanımının %0,5’den %2,5’e çıkarılması, belediye araç filosunun elektrikli araçlarla değiştirilerek örnek olunması, sokak aydınlatma sistemine PV entegrasyonunun sağlanması, mevcut ticari ve kamu binalarında enerji etkin yenilemelerin sağlanması, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımım arttırılması, sanayide enerji etkin sistemlerin kullanılması, sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik alınacak tedbirlerden bazılarını oluşturmaktadır.
Ayrıca Bursa Büyükşehir Belediyesi, bu alanda yürüttüğü çalışmaları uluslararası boyuta taşımak ve bu konuyla ilgili çalışma yapan diğer belediyelerle bilgi ve tecrübe paylaşımında bulunmak amacıyla “Avrupa Birliği” tarafından oluşturulan, 220 milyon insanı kapsayan, 6.805’ e yakın yerel ve bölgesel belediyenin taraf olduğu “Belediye Başkanları Sözleşmesi” ne katılma girişiminde bulunmuş olup konuyla ilgili meclis kararını almıştır.
Bu kapsamda, iklim değişikliği ile mücadele ve uyum konusuna öncelikleri arasında yer veren tüm yerel yönetimlere açık olan, CO2 sera gazları emisyonlarından arınmış, küresel ısınmayla savaşan, yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarının kullanımını özendiren kentler oluşturmayı hedefleyen AB Belediye Başkanları Sözleşmesine katılım için çalışmalara başlanmıştır.
Tarih, kültür, turizm gibi birçok konuda uluslararası alanda öncü olan Bursa Büyükşehir Belediyesi, kentimizin çevre ve yaşama kalitesini iyileştirerek çevre alanında da görünürlüğünü arttırmak amacıyla gerçekleştirdiği; Sıcaksu bölgesinde jeotermal kaynakların kullanımı, Hüdavendigar, Kestel, Beşevler Bölge Parklarının yapılması, isale hatlarının yenilenmesi ile kayıp kaçak oranının Avrupa standartlarına düşürülmesi, güneş panellerinin yaygınlaştırılması, enerji verimli belediye binası ve stadyum, atıksu arıtma tesisleri, düzensiz depolama sahası rehabilitasyonları, Bursaray güzergahının uzatılması, bisiklet yolları, teleferik hattının şehir içine taşınması, şehir içi trafiği azaltmak için İpekböceği tramway hattı, karbon ayakizinin kurumsal ve kent ölçeğinde hesaplanması ve azaltım hedeflerinin belirlenmesi projelerine her geçen gün yenilerini ilave ederek, ekolojik bir şehir olma yolunda ilerlemektedir.