Bizi Takip Edin

Makaleler

Havza Yönetiminde Ekosistem Servislerine Dayalı Mekansal Planlama Yaklaşımı – Ömerli Havzası Örneği

31.01.2017

Azime Tezer

Prof. Dr. Azime TEZER
İTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü

Araş. Gör. Nüket İpek ÇETİN

Araş. Gör. Nüket İpek ÇETİN
Gebze Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü

Dr. İlke ALBAYRAK

Dr. İlke ALBAYRAK
Küçükçekmece Belediyesi, Plan ve Proje Müdürlüğü

Dr. Aliye Ceren ONUR

Dr. Aliye Ceren ONUR
Maltepe Üniversitesi, Mimarlık Bölümü

Emin Yahya MENTEŞE

Emin Yahya MENTEŞE
İBB Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü

Giriş

 Küresel iklim değişikliği ile de ilişkili olarak tatlı su kaynakları sürdürülebilir kalkınma açısından giderek önem kazanmaktadır. Bu bağlamda havzalar; ekolojik, ekonomik ve sosyal boyutlarıyla insan ve doğal yaşam açısından önemli işlevler üstlenmektedirler. Havzalar; kentsel ve kırsal yerleşimler, tarım, orman alanları, endüstriyel kullanımlar ve benzeri gibi pek çok farklı arazi kullanımı/arazi örtüsünü barındırmaları nedeniyle sosyo-ekolojik sistemler içinde önem taşımaktadırlar (Albayrak, 2012). Havzalar, su temininin yanı sıra içerdiği alt ekosistemler, arazi örtüsü ve arazi kullanımlarıyla toplum ve doğal çevre açısından yaşam kalitesine doğrudan ya da dolaylı olarak katkı sağlayan çeşitli fayda, ürün ve hizmetler sunmaktadırlar. Ekosistem servisleri olarak tanımlanan bu fayda, ürün ve hizmetler toplumsal yaşamın devamlılığı için gerekli olan ekosistemlerin ve türlerin gerçekleştirdiği durum ve süreçlerin (Daily, 1997); ekosistemlerin insanlar için sağladığı doğrudan ve dolaylı faydaların (Costanza ve diğ., 1997) ve insan refahı için doğrudan tüketilen ve yararlanılan ekolojik ürünlerin (Boyd ve Banzhaf, 2007) bütününü içermektedir. Bu perspektiften havzalar yakacak odun, kereste, tarımsal ve hayvansal üretim, temiz hava, içme suyu üretimi gibi kaynak sağlayan servisler sağlamakta; hava kalitesi ve iklimin düzenlenmesi, su kalitesi ve su miktarının dengelenmesi, erozyon ve taşkın kontrolünün sağlanması, polenleme, zararlı kontrolü gibi insan yaşamını destekleyen ekolojik süreçlerde düzenleyici ve destekleyici işlevler üretmektedir. Ayrıca eko-turizm, rekreasyon, eğitim ve bilginin geliştirilmesi, ilham ve estetik değer taşıma gibi çeşitli faydalar da havzaların sağladığı sosyo-kültürel işlevler arasında tanımlanmaktadır (Weber ve Mckenny, 2008; Aktaran: Albayrak, 2012).

Gerek küresel düzeyde, gerekse ülkemizde nüfus artışı ve yoğun kentleşme; günümüzde havzalarda yaşanan tahribatları her geçen gün arttırmakta, özellikle kentsel havzalarda ekolojik işlevlerin kaybına, sosyal boyutu ile yaşam kalitesinin bozulmasına neden olmaktadır. Bu duruma iklim değişikliğine bağlı olarak yağış rejimi ve buharlaşmadaki değişimlerle su döngüsü, toprak ve havadaki nem, tarımsal verimlilik gibi birçok doğal süreçte yaratacağı etkiler de eklendiğinde; havza alanlarına yönelik ekolojik hassasiyetleri ön planda tutan mekânsal planlama pratiklerini öncelikli hale getirmektedir. Oysa gerek havza yönetimi, gerekse mekânsal planlama süreçlerinde; ekosistemlerin sunduğu çok yönlü fayda, süreç ve ürünleri önceliklendiren bir yaklaşım henüz yeterince gelişmemiştir.  Ülkemizde havza alanlarının yönetiminde yaygın olarak kullanılan mesafeye dayalı koruma kuşağı yaklaşımında da havzaların ekolojik işlevleri ile ilişkilenen bir içerik söz konusu değildir.

En temel ekolojik işlevlerden biri olan su döngüsü ve buna bağlı olarak toplumsal açıdan hassasiyet taşıyan içme ve kullanma suyu temini konusu; küresel ve yerel düzeyde karşı karşıya olunan ekolojik sorunlara da bağlı olarak havza planlamasında ekosistemlerin işlevselliğine dayalı mekansal politikaların önceliklendirilmesini gerektirmektedir. Özellikle kentsel havzalarda sel riskinin artması, su miktarının değişmesi ve kuraklık risklerinin artması, sucul ekosistem çeşitliğinin bozulması, erozyon ve sediment birikiminin yaşanması, yüzey ve yeraltı sularında kirlilik düzeylerinin artması gibi sorunlara da bağlı olarak; son yıllardaki uluslararası çalışmalarda arazi kullanımı/arazi örtüsüne yönelik mekansal planlama ve politika üretme konularında ekosistem işlev, fayda ve ürünlerinin çok yönlü değerlendirildiği ekosistem servisleri yaklaşımını gündeme getirmektedir. Bu yaklaşımın çevre koruma ve sürdürülebilir kalkınma açısından daha etkin sonuçlar sunacağı savunulmaktadır (Groot, 2006; Burkhard et al., 2012; TEEB, 2011). İnsan yaşamının sürdürülebilirliği açısından taşıdıkları önem nedeniyle havza yönetiminde ekosistem servislerine dayalı yaklaşımın benimsenmesi, doğal kaynakların ve ekosistemlerin sürdürülebilir yönetiminin etkinleştirilmesi bakımından önemli fırsatlar sunmaktadır.

TÜBİTAK tarafından desteklenen 108K615 No’lu “Ekosistem Servislerinin Kent Planlamaya Entegrasyonu” ve 110K350 No’lu “Kentsel Dayanıklılık ve Ekosistem Servisleri için Sürdürülebilir Kent Planlama” Projeleri; bu projeler kapsamında geliştirilen Dr. İlke Albayrak tarafından 2012’de tamamlanan “Ekosistem Servislerine Dayalı Havza Yönetim Modelinin İstanbul-Ömerli Havzası Örneğinde Uygulanabilirliği” ve Dr. Aliye Ceren Onur tarafından 2014’te tamamlanan “İstanbul’da Kentleşmenin İklim Değişikliğine Uyum Çerçevesinde Değerlendirilmesi” başlıklı doktora tezleri; 2011’de yayınlanan “Ömerli Havzası Ekolojik Değerleri ve Kuş Atlası” kitabı ve 2015’te tamamlanan İSTKA TR10/14/DFD/0039 No’lu “Ömerli Havzası’nda Ekosistem Servislerine Dayalı Bütünleşik Havza Yönetim Planının Geliştirilmesi” Projesi’nde ekosistem servisleri yaklaşımının havza yönetimi ve mekansal planlaması süreçleriyle ilişkilendirilmesi söz konusu olmuş ve gerek ilgili paydaşların konuya yönelik farkındalıklarının arttırılmasına; gerekse yerel düzeyde bu konuda yapılacak araştırmalara katkı sağlanması amaçlanmıştır. 2009 yılından itibaren yürütülen ve ülkemizde ekosistem servislerine dayalı havza yönetimi konusunda bahsi geçen bu ilk çalışmaların Ömerli Havzası bağlamında elde edilen bulguları bu makalede özetlenmektedir.

Ömerli Havzası’nın ekosistem servisleri

Ömerli Havzası, İstanbul’un öncelikli içme suyu kaynaklarından biri olarak metropoliten alanın yıllık içme suyu ihtiyacının ortalama %16’sını karşılamaktadır (İBB, 2009; İSKİ, 2013). 621 km2’lik alana sahip olan havza, 2005 yılında Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD) tarafından hazırlanan “Türkiye’nin 122 Önemli Bitki Alanı” çalışmasında sahip olduğu nadir bitki türleri ile biyolojik çeşitlilik açısından önem taşıyan alanlardan biri olarak değerlendirilmiştir (Özhatay ve diğ., 2005; Tezer ve diğ., 2011a, 2011b). Havza, fauna açısından da birçok kuş türü, böcek (kelebekler, zarkanatlılar ve kınkanatlılar vb.), sürüngen ve amfibiyum türünün yaşam alanı olarak önem taşımaktadır (Atay, 2009; Aktaran: Tezer vd., 2011). 2011 tarihli TÜBİTAK araştırma projesinde yapılan ornitolojik çalışmalar; özellikle havzadaki mera ve fundalıkların, orman alanları ve sulak alanların 103 kuş türü için yaşam alanı olduğunu; kuşların %80’den fazlasının havzayı üremek için kullandığını ve 42 tanesinin AB Yaban Kuşlarını Koruma Direktifi EK-1 listesinde yer aldığını ortaya koymuştur (Tezer ve diğ., 2011a, 2011b).

2000 yılı nüfus sayımına göre kısmen ya da tamamen havza sınırları içinde kalan ilçelerin toplam nüfusu 371.400 iken; 2010 ADNK sonuçlarına göre bu değer 3.156.540 kişiye; 2014 yılında ise 3.613.592 kişiye yükselmiştir (TÜİK, 2010; TÜİK, 2014). Özellikle Kartal, Sultanbeyli, Gebze gibi yoğun nüfuslu ilçelerdeki hızlı kentleşme; artan evsel ve sanayiye bağlı kirlilik düzeyleriyle birlikte, Kuzey Marmara Otoyolu il, konut projeleri gibi büyük ölçekli kentsel gelişme ve altyapı projelerinin etkisiyle; havzanın arazi kullanımı/arazi örtüsü hızla değişmekte ve havzadaki ekolojik tahribat hızlanmaktadır. Havzanın 1987-2014 yılları arasındaki arazi kullanımı/arazi örtüsü değişimi incelendiğinde; fundalık alanlarda %50’den fazla; tarım ve mera alanlarında ise %82 düzeyinde değişimin yaşandığı; yapılaşmış alanların ise %61 düzeyinde artış gösterdiği belirlenmiştir (Tezer ve diğ., 2015)..

Havzadaki arazi kullanımı-arazi örtüsünde yaşanan değişime ek olarak; iklim değişikliğinin olası etkileri değerlendirildiğinde; mikro-klima ve kentsel sıcaklarda ciddi farklılaşmaların yaşanacağı öngörülmektedir. 2060-2069 dönemi için hazırlanan senaryolarda yaklaşık 50C’lik sıcaklık artışının gerçekleşeceği öngörülmektedir (Tezer ve diğ., 2014; Onur, 2014; Onur ve Tezer, 2015). Tüm bu bulgular, gelecekte iklim değişikliğine bağlı oluşabilecek afetlerin etkilerinin azaltılmasında, sulak alanların ve doğal bitki örtüsünün korunması (Onur, 2014) ve ekolojik işlevlerin ön planda tutulduğu ekosistem servislerine dayalı havza yönetimi yaklaşımının gerekliliğine vurgu yapmaktadır (Tezer ve diğ., 2015). Ömerli Havzası’na yönelik ekosistem servisleri, Binyıl Ekosistem Değerlendirmesi’nde (MEA, 2005) tanımlanan ekosistem servisleri bağlamında irdelenerek ele alınmış ve havzadaki ekolojik birimlerin sağladığı potansiyel ekosistem servisleri belirlenmiştir (Tablo 1; Albayrak, 2012).

Havzadaki orman alanları, belirlenen 30 ekosistem servisinin 26’sını; kentsel yeşil alanlar 17’sini; tarım alanları, fundalıklar ve yüzey suları 16’sını; meralar ise 14’ünü sağlama potansiyeline sahiptir.

TÜBİTAK 108K615 No’lu “Ekosistem Servislerinin Kent Planlamaya Entegrasyonu”; 110K350 No’lu “Kentsel Dayanıklılık ve Ekosistem Servisleri için Sürdürülebilir Kent Planlama” ve İSTKA TR10/14/DFD/0039 No’lu “Ömerli Havzası’nda Ekosistem Servislerine Dayalı Bütünleşik Havza Yönetim Planının Geliştirilmesi” Projeleri kapsamında geliştirilen ‘Ekosistem Servisleri Veritabanı’ havzanın sosyo-ekolojik verilerine bağlı olarak ekosistem servislerinin mekansallaştırılmasına olanak sağlamıştır.

Bu kapsamda havzanın kaynak sağlayan, düzenleyen ve kültürel işlevleri içinde sunulan tatlı su, gıda, genetik kaynaklar, biyolojik hammadde ve tıbbi bitki üretimi, hava kalitesi düzenleme, iklim koruma, su kontrolü ve erozyon önleme, rekreasyon ve ekoturizm ile ilgili ekosistem servisleri ve bu servisleri sağlayan ekosistemler haritalandırılmıştır (Şekil 1.). Ayrıca bu projeler kapsamında havzadaki ekosistemleri ve ekosistem servislerini değiştiren faktörler de değerlendirilmiştir. Havzadaki arazi kullanımına bağlı değişim faktörleri (2B orman alanlarının kullanımı, TEM otoyolu ve beraberinde oluşan düzensiz konut alanları, konut gelişme alanları, Formula 1 Pisti ve kentsel yayılmaya etkisi v.b.); kirletici kaynaklara bağlı değişim faktörleri (evsel ve sanayi atıklarının kirleticiliği) ve doğal tehlikelere dayalı risk faktörleri (jeolojik açıdan yerleşime uygunluk, orman yangını, sel ve taşkın v.b.) de irdelenmiştir. Bunlara ek olarak havzadaki paydaşlar (merkezi ve yerel yönetime ilişkin resmi kurumlar, STK’lar, araştırma kuruluşları, yerel halk vb.) ile havzadaki ekosistem servislerinin önceliklendirilmesi ve önem derecelerinin belirlenmesine ilişkin sorgulamalar yapılmıştır. İlgili paydaşların katkıları havzanın biyofiziksel analizleri ile bütünleştirilerek havzanın ekosistem servisi üretimi açısından risk altında olan alanları ve ekosistem servisi üretimi açısından hassas alanları’nın belirlenmesinde yararlanılmıştır. Böylelikle havza yönetimine girdi sağlamak üzere ekosistem servislerini temel alan alt koruma ve müdahale alanları tespit edilmiştir (Albayrak, 2012; Tezer vd., 2011b).

Ömerli Havzası’nda ekosistem servislerine dayalı havza yönetimi

Ömerli Havzası’nın mevcut havza yönetiminde İstanbul ve Kocaeli Büyükşehir Belediyeleri’ne bağlı İSKİ ve İSU karar alma ve denetim açısından kritik öneme sahip kurumlardır. Havza, İSU’nun yönetimindeki birincil içme suyu kaynakları arasında yer almamasından dolayı, İSKİ’nin İçme Suyu Havzaları Koruma ve Kontrol Yönetmeliği doğrultusunda korunmaktadır. İlgili yönetmelik kapsamında havzada, mesafeye dayalı alan yönetimi yaklaşımı uygulanmaktadır ve bu koruma kuşaklarına göre arazi kullanım ve yapılaşma koşulları belirlenmektedir. İSKİ Yönetmeliği’nce belirlenen kuşak sınırları ekosistem bütünlüğü gözetilmeden, mesafeye dayalı olarak belirlenmektedir. Bu nedenle havzadaki yüzey ve yeraltı su kirliliğinin azaltılması veya su arıtımı; içme suyu temini sağlanması, atık yönetimi ve taşkın kontrolü gibi konularda ekosistemlerin kendi içindeki ekolojik süreçlerden maksimum faydalanmak yerine, maliyeti yüksek mühendislik yatırımlarının ve çevre koruma temelli uygulamaların tercih edilmesine neden olmaktadır. Oysa, ekosistem servisleri temelinde belirlenen alt koruma bölgeleri ve müdahale türleri; ekolojik işlevlerin etkinliğini arttırabilecek nitelikte potansiyel sunmaktadır. Ömerli Havzası’ndaki alt koruma ve müdahale bölgeleri; ekolojik nitelikler, ekosistem ve ekosistem servislerinin değişimine neden olan faktörler, ekosistem servisi üretimindeki hassas ve önemli alanlar ile havzadaki yetki-mülkiyet dağılımları ve paydaş-uzman görüşlerinin bir arada değerlendirilmesiyle oluşturulmuştur. Bu bağlamda arazi kullanımı ve havza yönetimini yönlendirecek alt koruma ve müdahale bölgeleri 3 ana başlık altında sınıflandırılmıştır (Tezer ve diğ., 2015; Albayrak, 2012).

  1. Ekosistem servisi üretimi mutlak korunacak alanlar (EMKA); havzanın ekolojik bütünlüğünü koruyan yüzey suları, nadir ve endemik bitki alanları, tıbbi ve aromatik bitki üretilen alanlar, fundalıklar, meralar, ekosistem servisi üretimi açısından değerli orman alanlarını içermektedir. EMKA kapsamındaki alanlarda biyolojik çeşitlilik ve ekosistem servisleri üretimi ilişkisi göz önünde bulundurularak koruma stratejileri geliştirilmeli; mekansal, yasal ve kurumsal olarak iyi tanımlanmış bir alan yönetimi ve izleme sistemi oluşturulmalıdır. Bu bağlamda UNESCO Man and Biosphere (MAB) Programı; AB Natura 2000 ve Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği’deki kademeli bölgeleme sistemi (çekirdek, tampon ve geçiş bölgesi) Ömerli Havzası için uygun bir araç olabilecektir.

  1. Ekosistem servisi üretimi rehabilite edilecek alanlar (EREA); ekosistemi değiştiren faktörler nedeniyle ekolojik işlevlerini etkin yerine getiremeyen; çeşitli ekolojik restorasyon ve iyileştirme müdahalelerine ihtiyaç duyulan alanlardır. Bu kapsamda ekosistem bütünlüğü desteklenecek ekolojik koridorlar, doğal niteliği geri kazandırılacak alanlar, servis üretimi güçlendirilecek orman alanları, sürdürülebilir tarım uygulamalarının gerçekleştirileceği alanlar ve rehabilite edilecek kirlenmiş topraklar EREA alanları olarak belirlenmiştir. Orman niteliğini yitirmiş alanların yeniden rehabilite edilmesi; ekolojik işlevi güçlendirilecek orman alanlarında biyolojik çeşitliliğin arttırlmasına yönelik silvi kültür ve amenajman planlama teknikleri ile endüstriyel amaçlı plantasyonların arttırılması; ekolojik tarım ve geleneksel tarım alanları belirlenerek monokültür tarım yerine polikültür tarım faaliyetlerinin yaygınlaştırılması, ekosistem servisleri üretimine katkı sağlayabilecektir. Ayrıca fitoremeditasyon ve ekohidroloji gibi bitkisel uygulamalarla kirlenmiş toprakların ve baraj gölüne dökülen derelerin temizlenmesini destekleyen faaliyetler, kirlenmiş toprakların ve su kaynaklarının daha düşük maliyetli ve ekolojik yöntemlerle temizlenmesine ve yenilenmesine katkı sağlayabilecektir.

 

  1. Önlem alınacak alanlar (ÖAA); havzada doğal ve insan kaynaklı riskler taşıyan, taşkın ve yangın riskli alanları, kentsel dönüşüm ve yenileme alanlarını, tasfiye edilecek yerleşim alanlarını, tasfiye edilecek sanayi alanlarını ve yeniden değerlendirilecek düzenli konut alanlarını içermektedir. Bu alanlar için afet ve risk yönetimi öncelikli konu olmalı; jeolojik olarak yerleşime uygun olmayan alanların tasfiyesi ve düzensiz konut alanları için kentsel dönüşüm uygulamaları planlanmalıdır. Afet yönetimi ve kent planlama uygulamaları, ekolojik planlama prensipleri doğrultusunda geliştirilmeli; ekosistem servislerine minimum olumsuz etki ve baskı oluşturacak şekilde “ekosistem servislerine duyarlı ve sürdürülebilir yerleşim”lerin oluşturulması teşvik edilmelidir.

Bu çalışmalarda, Ömerli Havzası’nın ekolojik ve sosyo-ekonomik nitelikleri değerlendirilerek, havzada üretilen ekosistem servislerine ilişkin mekansal analizler gerçekleştirilmiştir. Böylelikle havzanın doğal nitelikleri ile kentleşme ve iklim değişikliğine bağlı tehditleri bir arada ele alınarak hassas ekosistemleri ve ekosistem servisleri dikkate alınarak, havzada mekansal alan yönetimini yönlendirecek müdahaleler belirlenerek; havzada mevcut mesafeye dayalı alan yönetimi yaklaşımından farklı olarak, ekosistem işlevlerini temel alan alt koruma ve müdahale bölgeleri tanımlanarak havzadaki mekansal koruma-kullanma koşulları ortaya konulmuştur (Şekil 2.), (Albayrak, 2012; Tezer vd., 2015).

 Sonuçlar

1980’lere kadar su kalitesinin korunması ve iyileştirilmesine odaklanan havza yönetimi uygulamaları; günümüze doğru paydaş katılımı ve çok disiplinli analiz/değerlendirme yöntemlerini de içerek şekilde çok boyutlu (ekolojik, ekonomik ve sosyal) bir yaklaşıma doğru evrilmektedir. Bu süreçte ekosistem servisleri yaklaşımı ile, toplum ve doğayı tek bir sistem (sosyo-ekolojik) olarak ele alan; havza niteliklerinin ekolojik, coğrafi, sosyo-ekonomik ve politik yönleri ile değerlendirilmesine ve ekolojik işlev ile süreçlerin mekansal planlama ile bütünleştirilmesine imkan sağlayan yaklaşımlar yaygınlaşmaktadır. Ekosistem servislerinin mekansal alan kullanımlarında ve alan yönetiminde daha yaygın olarak ele alınması konusunda ülkemizin de içinde yer aldığı uluslar üstü düzeyde kurumsal örgütlenmeler de; alan kullanımı ve yönetiminde ekosistem servislerine dayalı politikaların ve uygulama araçlarının yaygınlaştırılmasını önermektedir (http://www.ipbes.net/conceptual-framework). Havzalarda ekosistem servislerine dayalı mekansal alan kullanımı ve yönetiminin ekolojik değişimleri inceleme olanağı sunması, havza yönetimi kararları ile oluşabilecek kayıpların ve/veya risklerin minimize edilerek kazan-kazan (win-win) politikalarının desteklenmesini sağlayabilecektir (Albayrak, 2012).

Ömerli Havzası’nın ekolojik ve sosyo-ekonomik nitelikleri birlikte değerlendirildiğinde; ekosistem servislerine dayalı havza yönetimi yaklaşımı mevcut sorunların ve risklerin giderilmesinde önemli fırsatlar sunabilecektir. Sadece kirlilik kaynaklarının kontrol altına alındığı “çevre koruma” temelli yaklaşım yerine; koruma-kullanma dengesini ön plana alan ekosistem servislerine dayalı havza yönetimi, ekosistemler arasındaki işlevsel ilişkiye bağlı olarak rasyonel koruma-kullanma önceliklendirmesine olanak sağlamaktadır. Ayrıca ülkemizin taraf olduğu ulusalararası çevre sözleşmeleri ve AB müktesebatına uyum süreci kapsamındaki gereklilikler de (AB Su Çerçeve Direktifi, AB Sel Direktifi, AB Avrupa Peyzaj Sözleşmesi, BM-IPBES vb.) havza yönetiminde ekosistem servislerine dayalı yaklaşımın temel alınmasını gerektirmektedir. Bu bağlamda mesafeye dayalı koruma kuşakları yaklaşımı yerine, ekosistem servisleri temelinde belirlenmiş alt koruma ve müdahale bölgeleri, ekosistem işlev ve süreçlerinin etkinliğinin arttırılması ve sürdürülebilir kaynak yönetimini destekleyecektir.

Sonuç olarak, TÜBİTAK 108K615 No’lu “Ekosistem Servislerinin Kent Planlamaya Entegrasyonu”; 110K350 No’lu “Kentsel Dayanıklılık ve Ekosistem Servisleri için Sürdürülebilir Kent Planlama” ve İSTKA TR10/14/DFD/0039 No’lu “Ömerli Havzası’nda Ekosistem Servislerine Dayalı Bütünleşik Havza Yönetim Planının Geliştirilmesi” Projelerinde elde edilen bulgularla geliştirilen Ömerli Havzası ekosistem servislerine dayalı havza yönetimi modeli, başta İstanbul’daki havzalarda olmak üzere, ülkemizdeki diğer tatlı su havzaları ve alt-havza alanlarında  doğal kaynakların bütüncül yönetimi ve sürdürülebilir mekânsal planlama süreçlerinin sağlanabilmesi için örnek teşkil edebilecektir.

Teşekkür

Bu yayında ismi yer almayan ancak; TÜBİTAK 108K615 No’lu “Ekosistem Servislerinin Kent Planlamaya Entegrasyonu” Projesinde görev alan Prof. Dr. N. Necla ULUĞTEKİN, Doç. Dr. Çiğdem GÖKSEL, Doç. Dr. Özhan ERTEKİN ve Doç. Dr. Fatih TERZİ’ye ve TÜBİTAK 110K350 No’lu “Kentsel Dayanıklılık ve Ekosistem Servisleri için Sürdürülebilir Kent Planlama” Projesinde görev alan, Prof. Dr. Ömer Lütfi ŞEN, Doç. Dr. Ş. Şence TÜRK ve Doç. Dr. Fatih TERZİ’ye adı geçen projelerdeki katkılarından dolayı teşekkür ederiz.

 Kaynaklar

 AB Peyzaj Sözleşmesi (1992), COUNCIL DIRECTIVE 92/43/EEC of 21 May 1992 on the conservation of natural habitats and of wild fauna and flora, Official Journal of the European Communities, 22.7.1992.

AB Sel Direktifi, (2007). DIRECTIVE 2007/60/EC  OF THE EUROPEAN  PARLIAMENT  AND OF  THE COUNCIL of 23 October  2007 on the assessment  and management of flood risks, Official Journal of the European Union, 6.11.2007.

AB Su Çerçeve Direktifi (2000), DIRECTIVE  2000/60/EC  OF  THE  EUROPEAN  PARLIAMENT AND  OF  THE  COUNCIL of  23  October  2000 establishing  a  framework  for  Community  action  in  the  field  of  water  policy, Official Journal of the European Communities, 22.12.2000.

Albayrak, İ. (2012), Ekosistem Servislerine Dayalı Havza Yönetim Modelinin İstanbul-Ömerli Havzası Örneğinde Uygulanabilirliği, Doktora Tezi, İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü.

Atay, S. (2009). Ömeli Havzası Önemli Bitki Alanı Etnobotanik Özellikleri, Ekosistem Servislerinin Mekansal Planlamaya Entegrasyonu Araştırma Projesi, Gelişme Ek Raporu 3, 108K615,  TÜBİTAK, İstanbul.

BM-IPBES, United Nations Intergovernmental Science-Policy Platform on Biodiversity and Ecosystem Services under UN UNEP, UNESCO, FAO and UNDP, http://www.ipbes.net/organisation.

Boyd, J. ve Banzhaf, S. (2007). What are ecosystem services? The need for standardized environmental accounting units, Ecological Economics, 63, 2–3, 616–626.

Burkhard, B., Kroll, F., Nedkov, S., Müller, F. (2012). “Mapping Ecosystem Service Supply, Demand and Budgets”, Ecological Indicators, 21, 17-29.

Costanza, R., dArge, R., Groot, R., Farber, S., Grasso, M., Hannon, B., Limburg, K., Naeem, S., O’Neil, R. V., Paruelo, J., Raskin, G.R., Sutton., P. ve Belt, M. (1997). The value of the world’s ecosystem services and natural capital. Nature, 387, 6630, 253–260.

Daily, G.C. (1997). Introduction: what are ecosystem services, in Daily, G.C.,eds.,Nature’s Services. Island Press, 1–10, Washington DC.

Groot, R.S. (2006). Function-analysis and valuation as a tool to assess land use conflicts in planning for sustainable, multi-functional landscapes, Landscape and Urban Planning, 75, 3-4, 175–186, doi:10.1016/j.landurbplan.2005.02.016.

İSKİ (2013). 2013 Faaliyet Raporu. Erişim Tarihi: 10.10.2014, Adres: http://www.iski.gov.tr/web/statik.aspx?KID=1000372.

İBB. (2009). 15.06.2009 onay tarihli 1/100.000 ölçekli İstanbul İli Çevre Düzeni Planı Analitik ve Sentez Raporu.

MEA (2005). Ecosystems and Human Well-Being – Biodiversity Synthesis, Millennium Ecosystem Assessment, Island Press, Washington DC.

Onur A.C. (2014). İstanbul’da Kentleşmenin İklim Değişikliğine Uyum Çerçevesinde Değerlendirilmesi. Yayınlanmamış Doktora Tezi, İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.

Onur A.C., Tezer, A. (2015). Ecosystem Services Based Spatial Planning Decision Making For The Adaptation To Climate Change, Habitat International, 47, 267-278.

Özhatay, N., Byfield, A. ve Atay, S. (2005). Türkiye’nin Önemli Bitki Alanları. MAS Matbacılık A.Ş. İstanbul, İSBN: 975-92433-0-x.

TEEB – The Economics of Ecosystems and Biodiversity. (2011). TEEB Manual for Cities: Ecosystem Services in Urban Management. www.teebweb.org.

Tezer, A., Uluğtekin, N. N.,  Göksel, Ç., Ertekin, Ö., Terzi, F. (2011a). Ömerli Havzası Ekolojik Değerleri ve Kuş Atlası, 114, İTÜ Matbaası, İstanbul.

Tezer, A., Uluğtekin, N., Göksel, Ç., Ertekin, Ö. ve Terzi, F. (2011b). Ekosistem servislerinin kent planlamaya entegrasyonu, TÜBİTAK 108K615 No’lu Araştırma Projesi Nihai Raporu. İTÜ, İstanbul.

Tezer, A., Şen, Ö.L., Türk, Ş.Ş., Terzi, F. (2014). Kentsel dayanıklılık ve ekosistem servisleri için sürdürülebilir kent planlama, TÜBİTAK 110K350 No’lu Araştırma Projesi 5. Raporu. İTÜ, İstanbul.

Tezer, A., Çetin, N. İ., Onur, A. C., Menteşe, E. Y., Albayrak, İ., (2015) “Ömerli Havzası’nda Ekosistem Servislerine Dayalı Bütünleşik Havza Yönetim Planı’nın Geliştirilmesi Projesi (Developing Ecosystem Services (ES) based Integrated Watershed Management Plan in Omerli Watershed)”, İSTKA TR10/14/DFD/0039 No’lu İSTKA Projesi Nihai Raporu, İstanbul.

TÜİK. (2010). Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Sonuçları..

TÜİK. (2014). Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Sonuçları..

Weber S., Mckenney L. (2008). Watershed Management: Integrating People, Land and Water, RBF Consulting Report, ABD.

Bu Haberi Paylaşın