Taner R. ÖZDİL, Ph.D., ASLA,
Associate Professor of Landscape Architecture
Associate Director for Research The Center for Metropolitan Density,
College of Architecture, Planning and Public Affairs, The University of Texas at Arlington
Amerikada Kentlere Dönüş ve Parklar:
Yirmibirinci yüzyılın kentleri, doğal ve yapılı çevre arasında bir denge arayışı perspektifiyle, ciddi arazi ve kaynak optimizasyonu sorunlarıyla yüzleşmek zorunda olan kentlerdir. Nüfus artışı,hızlı kentleşme, doğal kaynakların sınırlılığının farkına varılması, tüketim kalıplarındaki dönüşüm ve ekolojik bozulmalar, kentsel arazi ile birlikte açık ve yeşil alanın değeri konusunda farkındalığın arttığı bir dönemi de beraberinde getirmiştir.
Özellikle Birleşik Devletler’de son yıllarda ortaya çıkan sosyal, ekonomik ve çevresel dinamikler insanların yaşama, çalışma ve dinlenme mekanı seçimlerini belirlemeye ve mekansal örgütlenmeyi mevcut kent kurgusunu dönüştürecek biçimde etkilemeye başlamıştır.
Avrupa kent merkezlerinden belli farklılıklar gösteren Birleşik Devletler’de kent merkezleri, yarım yüzyıllık ihmalin ardından bir kez daha, dünya savaşları sonrasında doğan nüfus grupları, X, Y, Z kuşakları ve genç aileler için yeni bir çekim alanı hâline gelmiştir. Nitelikli mimari kimliğe sahip daha küçük konut birimlerine, yaya dostu yürünebilir sokaklara ve Türkiye özelinde karşılığı mahalle olabilecek bir sosyo-mekansal örgütlenmenin gerektirdiği kültürel bileşenleri de içerecek şekilde geleneksel merkezlere ilgi ve dönüş eğilimi, öncelikle yukarıda sözü edilen demografik gruplar için öncelikli bir hal almıştır. Daha da önemlisi, bugünün Birleşik Devletler kentlileri, çalışma, konut ve okul gibi hizmet ve hatta ticaret alanlarının, yürüme mesafesi içinde “doğaya” erişiminin çözümlenmiş olduğu “manzaralı odalar” talep etmektedirler(Reconnecting America, 2015; Florida, 2002). İki büyük kentin, iki ana odağını oluşturan Kuzey Teksas kentsel bölgesi içinde kalan kent merkezleri de bu eğilimi paylaşmaktadır. Ancak bir diğer yandan, geleceğin kentleri için bu tür imkânlar sunma potansiyeli taşıyan kentsel araziler hızla azalmaktadır.
Kuzey Teksas olarak da bilinen bölge kent, nüfusu, çalışan sayısı ve yapılı alanı istikrarlı bir biçimde artış eğilimi gösteren Dallas, Fort Worth, Arlington ve Denton gibi yüksek yoğunluklu kentlerden oluşmaktadır(NCTCOG, 2017; VNT, 2010). Bölge, ABD’nin dördüncü büyük nüfus yoğunluğunu barındırmakta ve 2050 yılında, mevcut nüfusunu ikiye katlanacağı öngörülmektedir. Bir diğer deyiş ile, global ve ulusal ölçekte kentsel mekan analizlerine konu olan dönüşüm dinamikleri, Kuzey Teksas kent merkezlerini de karakterize etmektedir.
Kentsel Alanın Yeniden Keşfi:
2017 nüfus tahminlerine göre yaklaşık 1.3 milyon kişiyi barındıran ve yaklaşık 100 bin hektarlık bir alana yayılmış olan bölgenin en büyük kenti olan Dallas, 20. yüzyılın ortalarında otomobil odaklı yapılanma ile birlikte banliyöleşmenin içini boşalttığı kent merkezine bu yeni yaşam tarzı ve canlılığı tekrar getirmek için çaba harcamaktadır(NCTCOG, 2017). Ne var ki, geçmişin bilgiye dayandırılmayan kararlarının, merkeze yöneltilen bu öngörülemeyen talebi karşılamakta zorlandığı görülmektedir.
Dünya savaşları sonrasının, ilhamını otomobil ve ekonomik rasyonaliteden aldığı arsa üretme yaklaşımı, kentleri geleneksel merkez bağlantıları kurgulanmamış tekil kullanım yığınlarına, gökdelenlere, yüzlerce hektarlık yüzey otopark alanlarına ve içinde yaşam belirtileri olmayan sokaklara mahkum etmiştir. Bir diğer deyişle, Dallas merkezinde, bir “beton ormanı” yaratmıştır. Süreç içerisinde merkez, kentin çekirdeğinde sıkışıp kalmış ve yeni yüzyılın dönüşen taleplerinin çektiği nüfusun ihtiyaçlarını karşılayabilmek için yeni yöntem arayışlarına gitmek zorunda kalınmıştır.
Kentin ilk tarihi çevre yolu ile sınırlanmış Dallas kent merkezi, 2000 yılında kabaca 21 hektarlık kent parkı ve açık alana ve 2670 konut birimine sahipken, -Dallas ya da ortalama bir metropolitan kent büyüme hızı özelinde halen küçük bir oran gibi görünse de-, geçen 15 yıl içinde merkez nüfusu 1000 kişiden 10000’e ve konut birimi de %48 artışla yaklaşık 4000 konut birimine yükseliş göstermiştir. Her bin kişiye düşen açık ve yeşil alan oranı Dallas şehri ortalamasında 9 hektar iken, kent merkezinde bu oran 3 ha’a kadar düşmektedir (Resim.1) (EPS, 2015; Hargraves Assoc., 2013).
Dallas kent merkezi, Birleşik Devletler’in karşılaştırılabilir kentleriyle bir değerlendirmeye alındığında kentsel yeşil ve açık alan açısından önemli farklılıklar göstermektedir. 2013 rakamlarıyla Dallas kent merkezindeki açık ve yeşil alan oranı toplam kent alanının %5.6’sına denk gelirken, aynı oran Chicago’da %33, Atlanta’da %14.6, hatta benzer bir planlama kültüründen gelen Houston’da %9.3’tür. Yine, Dallas kent merkezinde her 1000 kişiye düşen açık ve yeşil alan oranı 3 ha iken, bu oran San Antonio’da 5 ha, Denver’da 4 ha‘dır (Hargraves Assoc., 2013). Özetle, Dallas kentsel yeşil ağına 90’lı yılların ortalarından 2009’a kadar önemli bir ekleme yapmamıştır.
2002 yılında, Dallas kent yönetimi kentsel yeşil sistemine, adına Rönesans Planı dediği kapsamlı bir yaklaşım geliştirmiştir. Bu uzun vadeli plan, Dallas kentsel yeşil alan sisteminin Birleşik Devletler kentleri arasında öncü bir noktaya taşımayı hedeflemektedir (Carter & Burgess, Inc., 2002 & 2004). Bu uğurda, kar amacı gütmeyen Park Vakfı’nı oluşturmuş ve Vakıf’a kesintisiz mali kaynak aktarımı öngörmüştür. Ne var ki, kent merkezinde uygun arsaların azlığı, parçalanmış mülkiyet hakları ve spekülatif arsa kullanım tercihleri, bu vizyonu hayata geçirmek isteyen yerel otoritelerin önüne aşılması zorlu engeller çıkarmış ve karar alıcıları kentsel yeşil ve açık alan elde etmek için daha yenilikçi yöntem arayışlarına yönlendirmiştir. Plan gündeme girdikten sonra, üç yeni küçük ölçekli park kentin yeşil alan sistemine eklenmiştir. 2009 yılında 7250 m2 büyüklüğünde Main Street Garden, eski ticaret ve yüzey otopark sahasından, 2012 yılında açılan 6800 m2’lik Belo Garden ise, yine otopark sahası ve kontamine topraklardan geri dönüştürülerek açılmıştır.
Açığı Kapatmak: Klyde Warren Park, Dallas
Aynı plan doğrultusunda uygulamaya geçen ve kent merkezinin açık ve yeşil alan sistemine belki de en yenilikçi, etkili ve kalıcı katkıyı yapan Klyde Warren Park (KWP) gerekli alanın “yoktan var edilmesi” nedeni ile daha yakın bir ilgiyi haketmektedir. Yaklaşık 2 ha alana yayılan bu kent parkı, 2012 yılında, parka zemin oluşturması için sıfırdan inşa edilen bir köprü üzerinde yapılmıştır. KW Parkı sekiz şeritlik Woodall Rogers otobanının, merkezin sınırında kalan bir kesitinin üzerine asılı olarak inşa edilmiştir(Resim.2). Park tasarım ve mühendislik anlamında yüksek ağırlıkları ve kentsel yeşilin bileşenlerini taşıyacak şekilde kurgulanmıştır. James Burnett Ofisi’nce tasarlanan KWP, Köprü Park olarak da adlandırılmaktadır. Park 2914 m2 oyun çim sahasına, 1050 m2 rekreasyon çim sahasına, bir çocuk oyun alanına, köpek parkına, açık hava okuma odasına, bir botanic bahçesine, çok sayıda plaza ve oturma alanlarına sahiptir. Alana getirdiği yeni kullanımlarla KWP, çevresel duyarlılıkları yerine getirdiği gibi kamu sağlığı ve kültürüne de katkıda bulunmaktadır. Bu nitelikleriyle de kentin önemli odaklarından biri haline geldiği yapılan istatistiklerle de desteklenen parkın ziyaretçi sayısının, 2012 yılındaki ilk açılışından sonraki ilk yılda bir milyonu geçtiği tahmin edilmektedir.
Park Warren ailesinin yaptıgı yaklaşık 30 milyon dolarlık bağış nedeniyle oğulları Klyde ın ismi ile adlandırılmaktadır. Hatta park için hedeflenen tasarım ve işletme prensiplerinin devamlılığını sağlamak üzere bir de kâr amacı gütmeyen bir vakıf kurulmuştur. İşletmesi vakıf tarafından yürütülen bu “kamusal alan”, Dallas kentinin tam ortasında hızla büyüyen iki mahalleyi de fiziksel, sosyal ve kültürel anlamda ilişkilendirmenin aracı olmuştur. Park günümüzde Dallas halkı için simgesel bir nitelik kazanmış, açık ve yeşil alanları ile merkezin artan nüfusuna hizmet vermesinin yanı sıra, kent merkezinin hemen çepherinde kalan 15000 nüfuslu konut alanları ile merkezi yaya ölçeğinde birbirine bağlamıştır(Resim.3).
Landscape Architecture Foundation örnek uygulamalar performans araştırmaları çerçevesinde bu makalenin yazarı tarafından ekonomik, çevresel ve sosyal performans analizleri yapılan kent parkının, sözü edilen üç ana performans başlığı altında yarattığı faydalar aşağıdaki biçimde tespit edilmiştir.
Yapım aşamasında yarattığı iş olanakları, teşvik ettiği ticari hizmetler ve geniş bölgesi içinde yapılan yeni yatırımlarla park, bir dizi yerel ekonomik dinamiğin muhtemel tetikleyicisi olmuştur. Bu tespit, kentsel vergi verileri incelendiğinde de doğrulanmaktadır. KWP’ın açılışından sonraki ilk yılda bölgeden geçen troleybüs hattı kullanımında %61 bir artış gözlenmiş ve bölgenin artan cazibesi, geleneksel merkez kamu transit altyapısına yeni yatırımlar yapmak zorunluluğu yaratmıştır(LAF, 2017). ABD nüfus sayımı rakamları 2012-2017 yılları arasında bölge ile ilgili olarak %8.8 konut birimi artışını, boş konut birimlerinde %4.5’lik bir azalmayı, ve kiracı rakamlarında da %18.9’luk bir artışı işaret etmektedir. Son olarak, Dallas Kent Merkezi Şirketi’nin hesaplarına göre 2013 yılında KWP’ nın bir buçuk kilometrelik bir yarı çap içinde yaklaşık bir milyar dolarlık yatırım yapıldığı görülmüştür.
Çevresel faktörler açısından ele alındığında, KWP 230 yeni ağaç dikimi ile yıllık yaklaşık olarak 8.39 ton CO2 emilimi sağlamaktadır. Dikimi yeni yapılan ağaç ve bitki örtüsü, yıllık olarak yaklaşık 2000 ton yağmursuyu akışını engellemektedir. KWP, geçirimli yüzey oranını yüzde 53 oranında arttırarak, yüzey akışını yüzde 36.7 oranında azaltmıştır. Bu rakamlar,önceki geçirimsiz otoban kullanımı ile karşılaştırmalı olarak hesaplanmıştır. Bu kapsamdaki en önemli faydalardan biri sıcak bir iklim kuşağında yer alan Dallas kentinde, kentsel ısı adası etkisinde ortalama 8 dereceyi bulan lokal bir azalma yaratması ve bu sayede tüm kullanıcılar için bir nefes alma noktası sağlamasıdır.
KWP’ın belki de ölçümü en zor, ama bir o kadar da anlamlı etkisi sosyal boyutta gözlenmiştir. 2013 yılında yazarın yürüttüğü sosyal performans analizi verilerine göre parkı kullananların %90.9’u KWP’nın, stres düzeylerini düşürerek, yaşam kalitelerini yükselttiğini belirtmişlerdir. Araştırmaya katılanların %86.3’ü parkın pasif aktivite ve yürüyüş için alan yaratması nedeniyle rahatlamayı ve sağlıklı yaşamı teşvik ettiğini düşündüklerini belirtmişlerdir. Yine park, kullanıcıların %79’u için bir çeşit kimlik ögesi oluşturmaktadır. Tasarım çözümlemeleri açısından ele alındığında da katılımcıların değerlendirmelerinin olumlu olduğu görülmektedir. Aydınlatma, görüş açıklığı ya da ziyaretçi yoğunluğunu değerlendirmeleri üzerinden katılımcıların %83’ü parkın güven verdiğini belirtmişlerdir. KWP’nın sanatsal faaliyetleri teşvik ettiği görüşü ise katılımcıların % 81.7’nin paylaştığı bir görüş olurken, özellikle çocuklar için eğitim faaliyetleri ve sosyal aktivite organizasyonları açısından değerlendirmelerde oranlar sırasıyla % 63.3 ve % 63.0’ü düzeyinde kalmıştır. Belki de bu araştırmanın en ilginç sonucu olarak aktarılması gereken konu, katılımcıların %45.4’ünün KWP’nın yürüme mesafesinde yaşama isteklerini artırdığını belirtmeleridir (Resim.4).
Özetle, sıfırdan üretilmiş bir kentsel park olarak KWP’nın sosyal, ekonomik ve çevresel performans değerlendirmeleri bölgeye olduğu kadar Dallas kenti bütününe de yaptığı katkılarla oldukça ümit vadeden sonuçlar vermiştir. Çevresel açıdan, geçirimsi< yüzeylerin geçirimli yüzeylere dönüştütürülmesi ile mikro-klimada kayda değer iyileştirmeler yaratılmıştır. Alanda yapılan araştırma sosyal performans değerleri açısından.parkın kullanıcılarının yaşam kalitelesini arttırdığı sonucunu vermiştir. Kent merkezinin kültür ve sanat odağı (Art District) ile kent merkezini yaşam alanı olarak seçen yeni sosyal grupların yaşadığı konut alanları arasında bir yaya bağı oluşturmuş ve Dallas kenti geneli için önemli bir ziyaretçi odağı haline gelmiştir. Kısa geçmişine rağmen, yerel ekonomik dinamizme, gerek çevreleyen bölgedeki gayrimenkul değerlerini yükselterek gerekse de sosyal ve ekonomik faaliyetleri cezbederek katkıda bulunmuştur (LAF, 2017). Hepsinden daha da önemlisi, yapılı çevre içerisinde özellikle de bir dönem yüksek arsa değerlerinin aşındırdığı yeşil ve açık alan kullanımlarının yeniden tesis edilebilmesine yol gösterebilecek kıt kentsel arsalardan stratejik geri kazanım yöntemine örnek bir uygulama olmuştur.
2017 verilerine göre Birleşik Devletler’de kentler, nüfusun %82’den fazlasını barındırmakta ve bu nüfus geçtiğimiz yıllar içinde kent merkezlerine de yönelme eğilimi göstermektedir. Bu gelişmeye ek olarak küresel düzeyde etkinlik kazanan çevre bilincine karşın kent merkezleri bu duyarlılıklara cevap vermekte güçlük çekmektedir(Resim.5).
Sosyo-mekansal süreçlerdeki dönüşüm ve açığa çıkardığı taleplerle kentsel arazi, belki de eskisinden çok daha tartışmalı ve kıtlaşan bir meta hâline gelirken, kentsel yeşil ve açık alanlar Birleşik Devletler kent merkezlerinde daha fazla talep gören kullanımlar olmaya başlamıştır. Artan kentsel yoğunluk, bir yandan açık ve yeşil alanlara olan ihtiyacı arttırırken bir diğer yandan da bu tür kaynakların yapılı çevre içerisinde daha da kıtlaşmasına sebep olmaktadır. Bu eğilim günümüzde, özellikle kentsel peyzaj icin ayrılan alanların artık daha konsantre yaşam alanları içerisinde işlevsellik kazanması ihtiyacını doğurmakta ve bu nitelikteki alanların yapılı çevreden geri kazanımını gerektirmektedir. Kısaca ifade etmek gerekirse, mevcut kullanımları ile dahi kentlerin orta noktalarında sıkışıp kalan merkezlerinin artan ve çeşitlenen taleplerine yanıt vermek için, yenilikçi yöntemlere başvurmak gerekmektedir.
KWP örneğinin de işaret ettiği gibi, geleceğin kentsel yeşil alan üretimi, geçmiş uygulamalarda olageldiği gibi henüz kullanım kararı alınmamış boş araziler ya da spekülatif değer üreten ofis, ticaret, konut kullanımlarından arta kalan alanlarda geliştirilen çözümlemelerle karşılanamayacaktır. Kentsel yeşil ve açık alan üretimi, özellikle de kent merkezlerinde rekabet eden kullanımlar arasında kendine alan açmak için önemli oranda stratejik öngörüye, finansal yatırım ve uzun erimli planlamaya ihtiyaç duymaktadır.
2013 yılında, Dallas Park Kurulu, Kent Merkezi Park Master Planı Güncellemesi’ni onaylamıştır(Hargraves Assoc., 2013). Plan, Rönesans Planı (Carter & Burgess, Inc., 2002 & 2004) ile ana hatları tanımlanan kent merkezi kentsel yeşil sistemini geliştirmek üzere ek koşullar tanımlamıştır. Dallas kent merkezi, gelecek on yıl içinde kent parklarını 21 ha’dan 35 ha’a çıkarmayı planlamaktadır. Güncelleme, kent merkezinde irili ufaklı yüksek öncelikli kent parkı tasarımlarını içermektedir. Bu parklardan Carpenter Plaza (3.5 ha), Pacific Plaza’nın (1.5 ha) plan ve arsa temini tamamlanarak uygulamalarına başlanmıştır. Dallas Parklar ve Rekreasyon Departmanı’na göre, planların uygulaması için 80 ila 100 milyon dolarlık bir bütçe gerekmektedir(Dallas Morning News, 2013). Halihazırda tamamlanmış örneklerde (KWP, Main Street Garden ve Belo Garden) olduğu gibi kentsel yeşil sistemi stratejik bir karar alma süreci ile kent merkezine yönelen taleplere yanıt vermeyi hedeflemektedir. Uygulamaya geçen tüm parklar sağlıklı ve yaşanabilir bir kent merkezi vizyonuna daha az katkı yapma potansiyeli bulunan kullanımlardan alan kazanma yoluyla gerçekleştirilmektedir.
Yapılaşmış alanların açık ve yeşil alana dönüştürlmesi Dallas’a ve Kuzey Teksas’a özgü bir uygulama değildir. Manhattan New York’taki Highline, tren rayı hattının, Washington, Seattle kent merkezindeki Olympic Heykel Parkı, otoban arsasının geri kazanımı sonucu ortaya çıkan benzer örneklerdir. Bu örnekler arasında en görkemli olan “Chicago, Millenium Park” tren bakım istasyonu ve otopark alanlarından geri kazanım yolu ile kent merkezinde uygulamaya geçmiştir.
Hızla büyüyen ve yoğunlaşan kent merkezleri için kentsel yeşil ve açık alan sistemlerinin artan oranda talep gören ama bir o kadar da azalanalanlar olduğu düşünüldüğünde,sorulması gereken temel sorular şunlardır:
Bir sonraki kent parkına ihtiyaç oluştuğunda, bunu karşılayacak fiziki ve mali kaynaklara sahip olabilecek miyiz?
Yoksa halihazırda olanlara sahip çıkmak ya da hâlâ fırsat varken terk edilmiş kullanımlardan arta kalan alanları rezerv alanlar olarak mülkiyetleri daha düşük maliyetlerle kamuya aktarmak kentlerin geleceği için bir çözüm olabilir mi?
Ancak şu açık ki, geleceğin kentlerinde kent parkları, inşaat alanlarından arta kalan arsalarda bitkilendirilmiş yapı adaları olmaktan çok daha farklı ve belki de maliyeti çok daha yüksek çözüm arayışlarına ihtiyaç duyacak. Belki de bu hikayeden diğer kent merkezleri için çıkarılacak en önemli sonuç, 21. yüzyılda kent parklarının kentlere kazandırdıgı sosyal, çevresel ve ekonomik degerlerin daha bilinçli bir şekilde değerlendirilmesi ve gelecekte kent insanının ihtiyaclarını karsılamak amacıyla kent parkları için yer kazanma gerekliliğinin karar alma mekanizmalarının gündemine getirilmesi ve gecikmeden tartışmaya açılmasıdır.
Not: Yazar çeviriye ve içeriğe katkılarından dolayı Hulya Ozdil’e teşekkür eder.
Carter & Burgess, Inc. (2002). A Renaissance plan for Dallas parks and recreation in the 21st Century. Dallas: City of Dallas Parks and Recreation Department.
Carter & Burgess, Inc. (2004). Downtown parks master plan – final report: Dallas, Texas. Dallas: City of Dallas Parks and Recreation Department.
Dallas Morning News (07.February.2013). The greening of downtown Dallas continues with updated master plan. Dallas Morning News
City of Dallas (2016). Dallas Park and Recreation Comprehensive Plan Final. Retrieved from http://www.dallasparks.org/121/Master-Plans
EPS (2016). Downtown 360 Economic Analysis: Downtown Dallas Inc. Economic & Planning Systems.
Florida, R. (2002). The rise of the creative class: and how it’s transforming work, leisure, community and everyday life. New York, NY: Basic Books, c2002.
Hargraves Assoc. (2013). Downtown parks master plan update: Dallas, Texas. Dallas: City of Dallas Parks and Recreation Department.
LAF (2017). “Case Study Investigation 2013: Klyde Warren Park”. OJB. Landscape Performance Series. Landscape Architecture Foundation, Washington D.C. http://landscapeperformance.org/case-study-briefs/klyde-warren-park
NCTCOG (2017). North Central Texas Council of Governments. Retrieved from http://www.nctcog.org/
Reconnecting America (2015). Reconnecting America. Retrieved from http://www.reconnectingamerica.org/
Ozdil, Taner R. (May, 2016) “Social Value of Urban Landscapes: Performance Study Lessons from Two Iconic Texas Projects” Landscape Architecture Frontiers – LAF, 4(2): p12-29.
Ozdil, Taner R., & Stewart, D. (February, 2015). “Assessing Economic Performance of Landscape Architecture Projects: Lessons Learned from Texas Case Studies” Landscape Architecture Journal,China. Special Issue, p70-86.
VNT (2010). North Texas 2050: Vision North Texas Retrieved from http://www.visionnorthtexas.org/regional_summit/North_Texas_2050.pdf
The World Bank (2017). Retrieved from http://wdi.worldbank.org/table/3.12#